Anlaşılmak her canlı için sonsuz bir mutluluktur.
- Özlem Çetinkaya
- 5 Mar 2023
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 11 Mar 2023
On dokuz yaşındayım. Şans’ı Ayvalık’ın Cunda Adası’nda sahiplenmeye karar verdiğim gün babamla veterinere gittik. Şans henüz iki aylıktı. Boynunda tasma yerine halat vardı, ahırda kalıyormuş, sen al kurtulsun hayvan dedi çiftçi Mustafa Amca. Annem, daha önce köpek baktığı için çok deneyimliydi ama benim kendi köpeğim olacaktı! Aşırı heyecanlıydım. Sonunda bana ait, karnesinde sahibi olarak kendimin görüneceği bir bebeğim olacaktı. Bir perşembe günü aşılarını yaptırmak için veterinere gittik. Aşı öncelikti tabii ama benim aklımda renkli tasmalar, oyuncaklar, kemikler, su kabı gibi eğlenceli detaylar da vardı. Hamilelik yaşamadan ve henüz kendim neredeyse bir çocukken aniden anne olmuştum. Düşünmem gereken çok fazla şey vardı. Çok haklıydım. Üniversite sınavına gireceğim yıl köpek sahibi olacağım için annem adı Şans olsun, Şans getirsin hepimize dedi. Arabada giderken hissettiğim bir duyguyu hatırlıyorum. O kadar taze ki hala. Henüz adı yeni konmuş bir bebeği kucağımda tutarken kokusu aniden burnuma geldi. Köpek kokusu… Dünyanın en güzel kokusu… Hiçbir zaman onu bırakmayacağımı, hep yanında olacağımı, birlikte büyüyeceğimizi söylüyordum içimden. Öyle de oldu. İyi ki öyle oldu.
Ayvalık merkezde gittiğimiz veteriner bana hayatım boyunca kılavuz olacak bir cümle verecekti. Ne kadar güzel ki hala o cümleyi zihnimde taşıyorum. Şans’ın kulak ve ağız içini kontrol ederken bana döndü. ‘’Hiçbir zaman büyümeyecek, konuşamayacak, kendini cümlelerle ifade edemeyecek, adeta zeka engelli bir çocuğu evlat edindin farkındasın değil mi? Ona yalnızca ses tonunla ne hissettiğini anlatabilirsin. Elbette o’na kızacağın anlar gelecek ama kızdığın zaman ona asla vurma, asla büyük tepkiler verme, yalnızca ses tonunu yükselt!’’ dedi. Ardından da nasıl çiş eğitimi vereceğimi anlattı. O an bu cümleyi yıllarca hatırlayabileceğimi asla düşünmezdim. Ama ben bu cümleyi asla unutmadım. Bu cümle benimle birlikte yıllarca yolculuk etti. Bu yüzden cezanın da yasakların da farklı şekillerde var olabileceğini biliyorum. Her tanıştığım yavru köpek sahibine de bu cümleyi hediye etmeye çalışıyorum. Düşünsenize, bir akşam Atv Ana Haber Bülteni’nde ‘‘Cani anne, altı aylık bebeğini çiş yaptı diye dövdü,’’ haberini görsek hepimiz korkunç bir öfke hissederiz değil mi? Henüz dünya ile yeni tanışmış bir bebeğe kızmanın korkunç bir tepki olduğunu düşünüp vah vah deriz. Aynı durum hiçbir zaman büyümeyecek olan köpekler için de geçerlidir. Bir köpeğe çiş yaptı diye kızmak, dövmek, bağırmak, ceza vermek onun üzerinde kontrolünüzün olduğu imajını vermez. Aksine sizden aşırı korkmasına, agresifleşmesine ve anksiyete geliştirmesine zemin hazırlamış olursunuz. Ardından da hiçbir zaman tam anlamıyla geri dönüş sağlayamayacağınız bir viraja girersiniz. Köpekleri çok seviyoruz ama onları anlamaya çalışmıyoruz kimi zaman. Çünkü köpekler de tıpkı bizler anlaşılmak ister.
Anlışılmamak ve stres gibi unsurlar onlara istemedikleri şeyleri yaptırabilir. Mide bulantısı, kusma, ishal, aşırı sakinlik, koltuk altına saklanma, diş gösterme gibi birçok davranış strese bağlı bir durumun olduğunu gösterebilir. Bizler onların koruyucu aileleri olarak onları tanımaya, onların sıkıntılarını anlamaya odaklanmalıyız. Sakinlik bu noktada en güzel kapıdır. O kapıdan girdiğiniz anda köpeğiniz de sakince düşünmeye, farklı davranışlar göstermeye başlayacaktır. Elbette ki bu eylemlerin çok çok kolay olmadığını biliyorum. Fakat gereken desteği alarak siz de köpeğinizi daha yakından tanıyabilir, sonsuz sevginizin yanı sıra onu anladığınızı da gösterebilirsiniz. Çünkü anlaşılmak her canlı için sonsuz bir mutluluktur.
Çok güzel bir yazı. Sevgiler.
Nefis bir yazı. Herkes adına teşekkür ederim. Aynı zamanda, bir son cümle daha ekleyelim:
Anlaşılamamak, her canlı için sonsuz cehennemdir.